
Yazıma vandalizmin tanımı, kökeni ve nerede ortaya çıktığıyla başlamak istiyorum.Vandalizmin Türkçe karşılığı tahripçiliktir. yani bir şeyi isteyerek ve bilerek tahrip etmektir. Kökeni doğu germen kavimlerden olan vandallara dayanmaktadır.
Vandalizm ilk olarak kavimler göçü esnasında yaşandığı tahmin edilmektedir. Türklerin batıya doğru ilerleyişi karşısında tutunamayan Doğu Germen kabilelerinden olan Vandallar, Avrupa içlerine doğru hareket ettiler. M.S. 5 yüzyılda Avrupa’nın egemen gücü konumunda bulunan Roma topraklarına doğru hareket ettiler. Vandallar geçtikleri topraklarda bulunan Antik Yunan ve Roma şehirlerini yağmaladılar.
Vandalizm terimi ilk defa Fransız ihtilalinin devam ettiği yıllarda vatandaşların tarihi eserleri tahrip etmelerini önlemek gerektiğini vurgularken “Vandalisme” terimi ilk olarak Abbe Gregoire tarafından 1794 yılında kullanılmıştır.
Vandalizm, hayatımızın her alanında gözlenebilmektedir. Okulların camlarını kırmak, okul sıralarına isim kazımak, duvarlara yazı yazmak, parklardaki banklara kalp kazımak, müzelerde bulunan değerli tabloları çizmek veya yırtmak, kütüphanedeki kitapların sayfalarını koparmak ve daha nice örnekler verilebilir. Vandalizm ülke ekonomilerine çok ciddi zararlar vermektedir. Amerika, Fransa, Yunanistan, Türkiye gibi ülkelerde görülen toplumsal ayaklanmaların devlet bütçesine zararları milyon dolarlarla ifade edilmektedir.
Suriye ve Irak gibi ülkelerde yaşanan Tahripçiliği bir çocuğumuz iletişim araçlarında görmekteyiz. Özellikle de bir dönem doğunun en önemli şehirleri arasında gösterilen Şam, Halep ve Bağdat gibi şehirlerde yaşanan savaşın sebep olduğu vandalizm, altın çağını yaşamaktadır. Bu şehirlerde yaşanan savaş o bölgenin tarihi ve kültürel yapılarını yok etmektedir. Özellikle 8. yüzyıla ait Emevi Cami’sine yapılan saldırıda tahrip olan ve paha biçilemez mozaikleri yok edildi. Bunun yanında Haçlı Kalesi, Halep’teki Ulu Cami ve Haçlı Kalesi ve Tapınağı gibi bir çok tarihi eser bu saldırılarda ya yok oldular veya çok ciddi hasarlara sebep oldular.
Vandalizm’i önlemeye yönelik değişik yaklaşımlar öne sürülmektedir. Bazı yaklaşımlara göre yapıların ve eserlerin dayanıklı malzemelerden yapılması önerilmektedir. Bazı yaklaşımlara göre de bu tür yerlerin özellikle de müze gibi yerlerin güvenlik kameralarıyla sürekli gözlenmesi sağlanmalıdır.
Cem Yılmaz’ın bir reklam filminde söylediği gibi :”Eğitim Şart”. Yukarıda saydığımız önleyici koruma yöntemlerinden daha önemlisi insanlarda bir koruma bilincini uyandırmaktır. Kültürel mirasın korunması ve yarınlara taşınmasına yönelik derslerin temel eğitim içerisinde verilmesi ve böylece daha küçük yaşlardan itibaren insanlar bu konuda bilinçlendirilmelidir.
Enver DERSE